Yaşamım ve hobilerim

Nikon FM3a

Bu yazı tarafından 2 Ağu 2012 tarihinde Ekipman, Featured, Fotoğraf bölümünde yayınlandı. 0 yorum aldı ve 2.099 defa okundu.

Nikon yıllarca “pazarlama” biriminden çok “üretim” birimiyle önplanda kalan bir firma oldu. Ürün tasarlarken hangi modelin çok satacağı yerine kendi ürün gruplarında hangi modele ihtiyaç olduğuyla daha çok ilgili oldular. İşte, Nikon FM3a bu taktit onucunda ortaya çıkan bir modeldir. Yıllar içinde oluşan manuel gövde tecrübesinin tek bir final modeliyle taçlandırılmasıdır.

 

[nrelate-related]

 

Dijital fotoğrafçılığın kullanıcılar arasında yaygınlaştığı 2001 yılında Nikon, çoğu kişi tarafından anlamsız bir hareket yaptı ve manuel bir gövde olan FM3a’ yı piyasaya sürdü. Dijital dünyada bu garip metal gövdenin ne gibi bir fonksiyonu olacaktı ki? Yine de çıktığı yıldan itibaren sadık Nikon kullanıcıları tarafından hemen kabul gören ve satın alınan bir model oldu. Günümüzde bile pek çoklarının aksine insanlar halen plak dinleyip film makinaları kullanıyor, şaşırmayın.

FM3a, bir taşla pek çok kuş vuran bir gövde oldu. Ağır doğa koşullarında çalışan profesyonel fotoğrafçılar halen çantalarında filmli bir manuel gövde taşıyordu. Çünkü, örneğin kutbun -40 derecelik soğuğunda, veya Amazonların yoğun nem koşullarında dijital veya otomatik filmli makinaların pilleri fazla dayanmayabilir, elektronikleri arızalanabilir ve o son müthiş fotoğraf için tamamen mekanik çalışan bir gövdeye ihtiyaç duyulabilirdi. Ama en popüleri FM2n olan bu gövdeler artık 20 yıllıktı ve o ana kadar üretilmiş 15 civarındaki gövdenin her birinin farklı özellikleri ile tercih sebebi olabiliyordu. F sınıfı gövdeler ağır ve 20 yıldan da eskileri vardı, EM, FG, FG20 gibi gövdeler hafif ama daha dayanıksızdı, FM serileri dayanıklı ancak kullanımlarında eksik kalan bir iki özelliği vardı ve FE serilerinin ise mekanik olarak kullanabilme özelliği eksikti. Yani her bir gövdeyi mükemmel olmaktan bir adım geride bırakan bir iki eksiği vardı.

Nikon, FM3a’ yı piyasaya sürerek, kimilerinin farkında olmadığı önemli bir açığı kapatmış oldu: Mükemmel manuel gövde! Neydi bu gövdeyi mükemmel yapan? Kolaylarından başlayacak olursak, 1/4000 snlik enstantane hızı, en fazla 1/250 saniyeye kadar çıkabilen flaş senkronize hızı, çoklu pozlama kontrolü, alan derinliğini kontrol edebilme, değişebilir odak ekranları sayılabilir. Bunlar dışında, FM3a’ daki flaş sistemi FE2 serisinden alınmış. TTL/OTF flaş pozlaması hem manuel hem de diyafram öncelikli pozlama ayarlarında çalışabiliyor. Bu özellik sayesinde FM3a’ nın kullanım alanı oldukça genişliyor. Otomatik pozlama kilidi olarak bilinen AE-L çok işe yarayan ve daha önceki manuel gövdelerde pekte kullanılmamış olan bir özellik. Aslına bakarsanız manuel pozlama sistemi kullanan gövdelerde gerek yoktu belki ama artık fotoğrafçıların çoğu diyafram ya da enstantane öncelikli pozlama sistemlerini tercih ediyor. Bu pozlama sistemlerinde hayatı kolaylaştıran bir özellik olduğundan AE-L faydalı oldu.

 

Manuel gövdelerde bulunmayan bir özellikte DX kodlama sistemiyle, makina içine konulan filmin hızını otomatik olarak kullanma özelliğidir. 70ler ve 80lerde filmlerde DX kodlama sistemi kullanılmıyordu bu yüzden fotoğrafçı her film taktığında filmin hızını gövdeye bildirmesi gerekiyordu. ISO100 filmden sonra ISO400 film kullanıp ayarı düzeltmezseniz çektiğiniz fotoğraflar yanlış pozlanırdı. FM3a bu önemli özellikle donatıldığı için artık bundan korkmanıza gerek kalmıyor.

 

FM3a, kullanıcısına iki pozlama yöntemi sunuyor: Diyafram halkası A da iken diyafram öncelikli; diğer pozisyonlardayken manuel ölçümlü pozlama. A modundayken, seçtiğiniz diyaframa karşılık 60/40 merkez ağırlıklı ölçüm ile tam olarak gereken hız seçilir, örneğin 1/70 sn gibi. Bu moddayken stop sistemine bağlı olmadan enstantane seçildiğinden daha doğru pozlama yapılır. Manuel pozlama sisteminde ise seçilen diyaframlara göre stop sistemine göre pozlama yapılır. Bu durumda 1/70 sn gereken enstantaneye karşılık 1/60 sn seçilir.

 

Benim FM3a’ da en çok memnun kaldığım özelliklerden bir tanesi ise bakacında tercih ettikleri galvanometre kontrollü olan hareketli indeks-analog iğne gösterim sistemini tercih etmeleri oldu. Bu sistem FE serilerinden alınmış ve FM serilerindeki match-diode-ölçüm gösteriminden çok daha kolay kullanılabilen bir sistem. Nikon kullanıcıları arasında pek tutulmadığı için FM3a’ da kullanılmamış. Bu karara çok memnun oldum açıkcası.

FM3a, piyasaya sürüldüğü 2001’ de bile pek çok SLR kullanıcısının burun kıvırdığı bir gövde idi. Günümüzün DSLR kullanıcıları ise önceki yüzyıldan kalan bir antikadan fazlası değil. Oysa sunduğu özellikler ile her fotoğraf çantasında kendine yer bulabilecek bir gövde bu. Aslına bakasanız benim an çok kullandığım gövdem bu. Hafifliğinden dolayı F100 yerine o daha çok dışarı çıkıyor.

 

Leave a Comment

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir