Yaşamım ve hobilerim

Hümik Asit

Bu yazı tarafından 26 Oca 2012 tarihinde Akvaryum, Tatlı Su bölümünde yayınlandı. 0 yorum aldı ve 1.186 defa okundu.

Güney Amerika’da bulunan Amazon havzası akvaryum canlıları açısından zengin bir bölgedir. Hem bitkileri hem de balıklarıyla pek çok akvaristin evine girmeyi başarmış bir bölgedir. Amazon bilgesi kendine has bir coğrafyaya sahiptir. Yağışların artmasıyla birlikte yükselen sular, ormanı su altında bırakarak, dökülmüş yapraklar gibi orman tabanını oluşturan maddelerin çürümesine yol açar. Bu dönemlerde, normalde derelere ait olan balıklar ormanın su altında kalan kısımlarına hükmetmeye başlar. Sular çekilince çayırlıklarda hapsolan balıklar ormandan aldıklarını tekrar ormana verir ve döngü bu şekilde devam eder.

Bu döngü sürecinde, sular yükseldikten sonra orman tabanındaki maddelerin çürümesi, bölgenin karakteristik su kimyası özelliğinin oluşmasına sebep olur. Alkalinitesi çok düşük, organik madde içeriği yüksek olan, rengi sarılaşan hatta siyahlaşan sulardır. Bu havzanın sularının pH’ ı oldukça düşük değerlere kadar inebilir. Bunda bölge jeolojisinin etkisinin yanında sürekli çürüyen organik maddelerin de katkısı vardır.

[nrelate-related]

Hümik asitler, organik maddelerin bozulması sonucu oluşan karmaşık yapılardır. Oluşmaları sırasında gerçekleşen kimyasal süreç çok karışıktır ve bir akvaristin bilmesi gereken en son şeylerden biridir. Tatlısularda görülen hümik asitler farklı yollarla oluşmuş olabilir. Hümik asitler ağırlıklı olarak kara bitkilerinin bozulması sonucu oluşur ve yağmur sularıyla nehir ve göllere taşınır. Aynı şekilde okyanuslarda görülen hümik asitlerin çoğunun da –elbette tümünün değil- kaynağı karasal bitkilerdir. Örneğin okyanuslarda görünen ligninin hemen tümünün karasal olduğu söylenilebilir. Hümik asitlerin tanin, lignin, fulvik asit gibi tipleri varsa da akvarist için önemli olanı bunların akvaryum ekosistemine olan etkilerinin farklı olmadığıdır. Hepsi suya sarı bir ton verir ve katyonları kendi yapılarına katarak bağlar.

 

Hümik asitler yapılarında pozitif çok yüklü iyonları şelatlayabilen asit grupları içerir. Bu basit bir özellik gibi gözükse de altında yatan anlam canlılar için çok büyüktür. Mg++, Ca++, Fe++  gibi yaşam için çok önemli olan iyonun yanında, özellikle bitkiler için önem arz eden eser elementler bu kapsam içindedir. Şelatlama işleminden sonra bu elementler canlıların kullanabileceği bir forma girmiş olurlar. Ayrıca, serbest haldeyken zararlı olan elementleri yapılarına alarak canlılara zarar vermelerini de engellerler.

 

Belirli miktardaki hümik asitin akvaryumumuz için faydalı olduğunu öğrendikten sonra “ne kadar” sorusuna cevap verme zamanı geldi. Öncelikle belirtmek gerekir ki bu soruya cevap verebilmek için yapılması gereken ölçümler pahalı laboratuar donanımı gerektirir. Yine de basitçe anlatmak gerekirse, hümik asitleri ayırt edip ölçmek çok zor olduğu için suda çözünmüş olan organik karbon (DOC) miktarını ölçmek daha pratik olmaktadır. Çünkü öncelikle hümik asitlerin yapılarını tanımlamak çok zordur fakat buna karşılık her organik madde karbon içerdiği için nispeten kolay olan organik karbon içeriğini ölçmek yeterince iyi bir sonuç verir.

 

Diğer bir pahalı ama nispeten daha kolay bir yöntem ise potasyum permanganat tüketimini ölçmektir. Potasyum permanganatın kim tarafından neden tüketildiğini anlamak için biraz redoks öğrenmemiz gerekmektedir.
Akvaryumumuzun çok büyük bir savaş alanı olduğunu düşünürsek bu akvaryumda, kurulduğu andan itibaren bir savaş süregelir. Savaşın bir tarafında yükseltgenler (oksitleyiciler) vardır. Bunların hepsi elektron yakalama derdindedir. Elektronu düşmanlarının üzerinden alıp, kendilerine bağlarlar. Yükseltgenleri büyük oranda oksijen molekülleri oluşturur (O2). Bazıları paraşütlü birliklerdir ve havadaki oksijenden akvaryuma karışırlar. Oksijen molekülleri, çok sayıda bulunmalarına rağmen çok da etkili olmayan piyadelerdir. Çoğu zaman, düşmanın tüm çevresini sarmış olmalarına rağmen onu tamamen etkisiz hale getiremezler. Yükseltgenlerin liderleri, çok az sayıda olmalarına rağmen inanılmaz etkili savaşçılar olan ozon (O3), hidrojen peroksit (H2O2) ve oksijenin diğer bir türevi olan potasyum permanganattır (KMNO4).

Savaşın diğer tarafını ise indirgenler oluşturur. Bunlar elektronlarından kurtulmaya çalışan savaşçılardır. Bunların çoğu organik moleküllerdir ve sayıları yükseltgenler kadar çok değildir fakat çok büyük moleküllerdir. Bazı indirgenler, oksijen molekülünün 10000 katı büyüklüğünde olabilir. Hümik asitler de indirgenler arasında yer alır.

Görünmez adamın üzerine bir koca su dökmek gibi, görünmeyenleri görünür kılmanın da yolları vardır. Doğrudan hümik asit miktarını ölçmek çok zorken, hümik asit çözeltisinin tükettiği potasyum permanganat miktarını ölçmek kolaydır. Bu işlem yine de laboratuar koşulları gerektirmektedir ama su analizi yaptırabildiğimiz yerlerde sonuç almak mümkündür.

 

<KMnO4

 tüketimi (mg/l)

               0 - 12                                     İçme suyu
               20 - 56                                   Neon tetra biyotobu
               26 - 59                                   Heckel Discus biyotobu
               100 - 250                               Asya labirentli balıklarının biyotopu

Peki, gerekli hümik asit miktarına nasıl ulaşacağız? Değişik yöntemler vardır ama en çok tercih edileni filtre veya taban malzemesi içerisine akvaryum için üretilmiş torf kullanmaktır. Diğer yöntemler ise akvaryum içine ağaç yaprağı (özellikle meşe ağacının) bazı ağaçların kabukları gibi tanin içeren organik maddeler koymaktır. Bu bilgiye rağmen yine de önemli bir bilgiden hala yoksunuz: Gerekli seviyeler için hangi maddeden ne kadar kullanmalıyız? Keşke her ürünün ne kadar hümik asit salgılayacağı mg/l cinsinden bilinebilseydi ama ne yazık ki böyle bir şey yoktur.

Doğada hiçbir şey standart değildir. Örneğin torf, çıkarıldığı yere ve saklanma koşullarına göre farklı oranlarda salınım yapar. Ayrıca kullanılan ürünün etkisi, akvaryum suyunun sertliğine göre de bağlıdır. Su sertleştikçe kullanılan ürünün etkisi azalır. Dolayısıyla bu kadar çok bilinmeyenin olduğu bir denklemde standart çözümlerden de bahsedilemez. Akvarist tecrübesiyle ve deneme yanılma yöntemiyle doğru miktarı bulmalıdır.

Leave a Comment

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir