Yaşamım ve hobilerim

Museum fur Kommunikation

Bu yazı tarafından 28 May 2012 tarihinde Mekanlar, Yaşam bölümünde yayınlandı. 0 yorum aldı ve 1.007 defa okundu.

Berlin‘ deki diğer meşhur ve heybetli müzeler arasında beni en çok şaşırtan müzelerden biri burası oldu. Müze kartınız olmasa bile giriş ücreti çok düşük olduğundan kaçırmamanızı tavsiye ederim.

Bu müzenin kökleri Dünya’ nın en eski ve güzel posta müzelerinden biri olan ve 1872’ de Berlin’ de açılan bir müzeye dayanıyor. Bu müze 1898 tarihinde şu an bulunduğu binaya, o dönemlerde hizmet veren Postacılık Bakanlığı’ nın yanına taşınmış.

[nrelate-related]

Savaş döneminde ağır hasar alan bu Wilhelm dönemi bina, ancak birleşme döneminden sonra gerekli restorasyon hizmetini alabilmiş. Müzenin tekrar hizmete girmesi de 2000 yılını bulmuş. Tabii artık Posta Bakanlığı diye bir şey yok ve binanın tümü müzenin kullanımına kalmış.

Burada sadece pul ve benzeri şeyler bulacağınızı düşünüyorsanız çok yanılıyorsunuz. Hep söylüyorum, Alman’lar müzelere farklı yaklaşıyor, toplumsal bir amaç için kullanyor diye. Bu müzede de durum farklı değil. 2. Dünya Savaşı’ nı en ağır şekilde yaşamış, toplumsal yapısında derin bölünmeler olmuş, daha sonra topraklarına binlerce göçmen kabul etmek zorunda kalmış olan bir ülkeden bahsediyoruz. İletişimin önemini ve gücünü en iyi şekilde kavradıklarına şüphe yok. Toplumlarda pek çok sorun “Öteki” ni anlamamaktan doğar. Bu müzenin amacı da bu konuya fayda sağlamaktır.

Girişteki ilk sergilerden bir tanesi “Selamlama” üzerinde durmuş ve değişik kültürlerde ve değişik meslek kollarında nasıl selamlandığını gösteren bir video sunuluyor. Görüntülerde bir asker, rahibe, genç bir kız, Türk olduğu anlaşılan bir adam ve hatırlayamadığım daha başka karakterler vardı. Videonun kurgusu şu şekilde, gösterilen karakter birden tanıdığı birini görüyor ve onu kendi usulünde selamlıyor. Türk’ ün ellerini kollarını açıp sarılması başka kültürlere tuhaf geliyor kuşkusuz ama iletişim olmasa bunu çözmek mümkün olmazdı. Bu basit video benim için etkili oldu.

Üst katlarda benim özel ilgimi çeken bölümlerden biri de mektup damgalarının sergilendiği bölüm oldu. Hani mektubu kapatmak için özel mum damlatılır sonra da imza niteliğinde damga basılır ya, o damgalardan bahsediyorum. Çeşitli çaplarda olan ve değişik amaçlarda kullanılmış olan bu damgalar çok güzeldi.

 

Antika duvar telefonları ve posta arabaları, günümüzde ulaştığımız teknolojiyi de bize hatırlatıyor bir yandan. Duvarlarda duran posta kutularını ben hatırlıyorum ama artık mektup görderen yok ne yazık ki.

 

Çocuklar için özellikle eğlenceli olabilir çünkü interaktif pek çok uygulama, konuşan ve hareket eden robotlar mevcut. Bunlar yanında tabiki büyüklerin ilgisini çekecek parça bulunuyor.

Leave a Comment

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir