Yaşamım ve hobilerim

Museum für Naturkunde

Bu yazı tarafından 12 Haz 2012 tarihinde Mekanlar, Yaşam bölümünde yayınlandı. 0 yorum aldı ve 1.022 defa okundu.

Küçüklüğümde müzelerin ikiye ayrıldığını sanırdım: Eski medeniyetlerden kalma eserlerin sergilendikleri ve dinozor iskeletlerinin sergilendikleri. Bu iki konu olmadan başka türlü bir bina müze olamazdı! İlkini anlamak kolay, Ankara’ daki Anadolu Medeniyetleri Müzesi’ ne ilkokulda bir gezi yapıldığını hatırlıyorum. Ama “dinozor iskeleti sergilenen müze” imajı nereden kaldı bilmiyorum. Çocukluk ve ilk gençlik yıllarında dinozor görmeden geçirdikten sonra, sonunda bu hayali gerçekleştirebilecek bir yer buldum. Evet, müzelerde dinozor iskeletleri sergilenir ve pek de güzel olur. Müzeler sözkonusu olduğunda Berlin türünün en iyi örneklerini sunuyor. Bunlardan en önemlilerinden biri de Museum für Naturkunde’ dir (Doğa Tarihi Müzesi). Müzenin geçmişi 1716’ ya dayanıyor ama 1810 yılında müze olarak kurulmuş. Şu an sergilenen koleksiyonun çoğu 19. yüzyıl sonlarına dayanmaktadır.

[nrelate-related]

Benim ilgilendiğim dinozor iskeletleri de o dönemde bulunmuş. Öncelikle şunu söyleyeyim, yılın hangi günü giderseniz gidin bu müzeyi yüzlerce yer cücesiyle birlikte gezeceksiniz. Kendinizi uğultuya, gürültüye ve ayağınıza basılmasına hazırlayın. İlk yarım saat sıkıntılı geçiyor ama bir süre sonra alışıyorsunuz.

Binaya girer girmez koleksiyonun en gözde parçası sizi karşılıyor: Gerçek boyutlarıyla bir dinozor iskeleti. Giraffatitan brancaitüründe olan bu iskeletin çok büyük bölümü tek bir hayvana aitmiş. Sadece kuyruk tarafındaki bazı kemikler aynı ebatlarda olan başka bir hayvandan alınmış. 12 m yüksekliğinde ve 23 m uzunluğunda olan hayvanın 55 ton olduğu tahmin ediliyormuş. Yani ne diyeyim, insan bu boyutlardaki bir şeyin hareket etmesine inanamıyor. Geçmişin bu devlerini görmek, boyutlarına şahit olmak insanı şaşırtıyor.

Dinozorların keyfini çıkarmak için kendinize uzunca bir süre ayırabilirsiniz ama koleksiyonun kalanının da çok etkileyici olduğunu unutmayın. Okuduğuma göre müzede 10 binden fazla türe ait olan 30 milyon örnek bulunuyormuş.  Özellikle içi doldurulmuş hayvanların sergilendiği bölüm ilgi çekicidir. Aklınıza gelen her hayvanın gerçek boyutlarında ve canlıymış gibi hazırlanmış örnekleri yapılmış. Görmeden çıkmayın.

Koleksiyon da oldukça geniş bir mineroloji bölümü de var ve görülmesi gerekir. Dünya üzerindeki minerallerin % 75’ ine ait örnekleri burada görebilirsiniz. Meteor parçalarına ait parçalar bile var. Daha önce dediğim gibi, bu müze benim için bir çocukluk hayalinin gerçekleşmesiydi. Yine de beklentilerimin üzerine çıktı. Berlin’ e tekrar gidersem yine gezeceğimden eminim.

Leave a Comment

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir