Yaşamım ve hobilerim

Nikon FA

Bu yazı tarafından 2 Ağu 2012 tarihinde Ekipman, Fotoğraf bölümünde yayınlandı. 0 yorum aldı ve 789 defa okundu.

Nikon, geleneklerine bağlı, tutucu bir firma olarak bilinir. Yine de 1959 yılında piyasaya sürdüğü F modelinden beri profesyonel fotoğraf makinası piyasasında önemli bir pozisyonu vardır. 1983’ de piyasaya sürdüğü FA modeliyle (ve aynı dönemde piyasaya giren FE2 ve FM2n modelleriyle birlikte), “gelenekçi” yapısının yanı sıra, gerçekten önemli bir fotoğraf yeniliği geliştirdiğinde aynı zamanda “yenilikçi” olabildiğini de göstermiş oldu.

 

[nrelate-related]

 

İlk manuel gövdem olan gri—siyah FM3a’ yı fazlasıyla kullanıp memnun kaldıktan sonra bu kadar ucuzlarken neden ikinci bir manuel gövde almıyorum diye düşünmeye başladım. Alternatif gövdeleri araştırmaya başladıktan sonra alabileceğim gövdelerin hiç birinin FM3a’ ya bir üstünlüğü olmadığını farkettim. Belki F3’ ü bundan ayrı tutmak gerekiyor ama onun da başka eksiklikleri var. Bu arayış FA’ yı fark edene kadar devam etti. FA belki de halen Nikon’ un en yenilikçi modellerinden biridir ve benim de bu gövdeyi alma sebebim açıkcası bu önemi. Gri – siyah bir FM3a’ ya eşlik edebilecek en iyi gövdenin siyah bir FA olduğuna karar verdim.

Neydi FA’ yı bu kadar yenilikçi yapan? Öncelikle ölçüm sisteminden bahsedeyim. O zamana kadar bütün Nikon’ larda ve bildiğim kadarıyla diğer firmaların gövdelerinde tek ölçüm sistemi merkez ağırlıklı denen sistemdi. Fotoğrafçının elinde başka bir seçenek olmadığından her koşulda aynı ölçüm sistemine güvenmek durumunda kalıyordu. Nikon mühendisleri FA modelinde, bugünkü matriks ölçüm sisteminin atası olan “Automatic Multi Pattern” denen ve kısaca AMP olarak bilinen sistemi kullandılar. Bu sistem, fotoğraf karesini beş parçaya bölüyor, bir tanesi bakacın 12 mm çapındaki dairesini diğerleri de bu dairenin dışında kalan bölgenin yukarıdan aşağıya ve sağdan sola geçen çizgilerle bölünmesiyle oluşan alanlardır. Bu bölgelerden alınan ölçümler gövdenin işlemcisine gönderilir ve işlemci bu değerleri daha önceden mühendislerce kaydedilmiş ölçüm değerleriyle karşılaştırır. Burada amaç gövdenin neyle karşı karşıya olduğunu anlamasıdır. Bu anlaşılınca gövde, kayıtlı olan pozlama değerini seçerek fotoğrafın doğru pozlanmasını sağlar. Bir nevi, mevcut durumu veritabanından araştırıp, o durum için önerilen çözümü uygulayan bir sistemdir bu. 1988’ de F4 modelinde piyasaya adım atan matrix ölçüm sisteminin de temelini oluşturmuştur.

 

Bu önemli özellik dışında ilk defa bir Nikon gövdede P, S, A çekim durumları kullanıldı. Buna göre P ve S çekim durumlarında lens en küçük diyafram açıklığına getirilr ve gövde gerekli olan diyafram değerini seçerek pozlamayı yapar. Eğer bir AI-S lens kullanılırsa, P çekim durumunda lensten gelen bilgi kullanılarak, lensin fokal uzunluğu gözönünde bulundurularak enstantane seçilir.

 

FA’ nın bakacı da o dönemin gövdelerine göre oldukça moderndi. LCD ve LED karışımı bir bakaç o dönemde pek görülmemişti. Kolay kullanılabilir bir bakaç fotoğrafçıların işini gerçekten çok kolaylaştırıyordu.

 

Flaş fotoğrafçılığındaki gücü ise FA’ nın başka bir önemli yönüydür. İlk defa 1980’ de F3 modelinde kullanılan TTL sistemi FA modelinde mükemmelleştirildi. 1/250 sn olan flaş senkron hızı günümüzde bile aşılmış değildir. 3 adet ölçüm sensörü bulunur. Bunlardan ikisi bakacın iki tarafında, diğeri de aynanın altında enstantane perdesine doğru döndürülmüş şekilde durur. Bildiğim kadarıyla 20 sene sonra bile Nikon hala bu sistemi kullanmaktadır.

 

Nikon FA böylece aklıma girdi ve uzun sayılabilecek bir aramadan sonra bulabildim. Nikon tarihinin önemli bir parçasını halen kullanıyor olmak çok güzel bir duygu.

Leave a Comment

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir