North Rhine – Westfalia eyaletinin başkenti olan Düsseldorf, karışık ve kozmopolit bir şehirdir. Gelmeden önce okuduklarımın etkisiyle büyük bir makineyi andıran bir sanayi şehri beklerken sevimli, şık ve insancıl yapıların olduğu güzel bir şehirle karşılaştım. Zaten Napolyon 1806 yılında geçtiği şehir için küçük Paris yakıştırması yapmış. Şehri tanıdıkça haksız olmadığı kanısına vardım.Şehrin tarihi 12. yüzyıla dayanıyor. Düssel nehrinin ağzında kurulan köy zamanla gelişerek önemli bir şehir haline gelmiş. 1872 yılında tamamen yanan şehir Jan Wellem adlı yöneticisinin yaptırdığı zamanın ötesinde bir planlamayla yeniden büyümeye geçmiş. Jan Wellem’ in at üstündeki görkemli bir heykeli Rathaus’ a yakın bir noktada görülebilir. Denilir ki, bu heykeli bitirebilmek için yeterli metal bulunamayınca şehrin zenginlerinin gümüşten yapılma eşyalarına el konuşmuş.
[nrelate-related]
Rathaus’ un biraz doğusunda yer alan Königsalle, alışveriş ve moda takipçilerinin kesinlikle görmesi gereken bir yer. 82 m genişliğindeki bu bulvar, 19. yüzyılda şehrin eski dış surlarının yerine yapılmış. Bulvarın özellikle doğu yakası dünyanın en önde gelen giyim, saat ve takı markalarını barındırıyor. Buradaki çoğu mağazanın kapısında koruma görevlileri bulunuyor ve içeride bir müşteri varken kapılar kapanıyor. O sırada dükkan sadece o müşteriye hizmet veriyor ve koruma görevlisi kimseyi içeriye almıyor. Bulvarın batı yakası ise daha çok bankalar ve finans kuruluşlarının bulunduğu bir yer. Şıklık ve lüks konusunda bu tarafında eksik kalır bir yanı yok. Bulvarın ortasında, boydan boya geniş bir su kanalı yer alıyor ve kanalın yer iki yanında büyük ve heybetli ağaçlar bulunuyor. Belli mesafelerde kanalın iki yakası taş köprülerle birbirine bağlanmış durumda. Bir yandan suyun verdiği huzur, bir yandan da insanlara bisiklete binme, parkta yürüyüş imkanı sunması açısından gördüğüm en insancıl bulvar kesinlikle Königsalle’ dir.
Königsalle’ nin batı tarafı “Alstadt” olarak bilinen şehrin eski kısmıdır. Her sokakta güzel barlar, restoranlar, mağazalar bulunuyor ve kuzeyde St. Lambertus, güneyde Heindrich Heine Enstitüsüyle sınırlanan bölgenin daha ayrıntılı gezilmesi gerekiyor.
Düsseldorf tren istasyonu turistik merkezin 1 km. kadar doğusunda yer alıyor ama bunu hiç yargılamamak gerekir. Bu istasyon Alman Demiryolları ağının ana bağlantı noktalarından biri durumunda. İstasyonda tam 20 tren hattı var ve bu hatlardan günde 1000 tren yolcu indirip bindiriyor. Düsseldorf sadece demiryolları için değil; aynı zamanda havayolları bakımından da önemli bir durak. Frankfurt ve Münih havaalanlarından sonra Almanya’ nın en yoğun alanına sahiptir. Benzer şekilde karayolları açısından da şehir önemli bir merkez durumundadır.
Tüm bu özellikleri Düsseldorf’ u önemli bir sanayi merkezi yapmış durumda. Frankfurt’ tan sonra ülkenin ikinci endüstrisine sahip ama sanayi kenti olarak adlandırılamayacak kadar renkli bir yaşama sahip.
Son yorumlar