Yaşamım ve hobilerim

Taban Malzemesi

Bu yazı tarafından 26 Oca 2012 tarihinde Akvaryum, Tatlı Su bölümünde yayınlandı. 0 yorum aldı ve 1.346 defa okundu.

Bitki akvaryumlarının temeli taban malzemesidir dersek hata yapmış olmayız. Amacımıza uygun bir taban malzemesi seçmek için birden fazla geçerli sebebimiz vardır. Öncelikle en önemlisi tankı kurma amacımız olan bitkilere, kökleri vasıtasıyla beslenme alanı oluşturur. İkincisi bitkilere tutunabilecekleri bir alan yaratır ve son olarak da doğal görünüşlü bir arkaplan elde etmemize yarar.Bitkili akvaryuma taban malzemesi seçerken dikkat etmemiz gereken birkaç husus vardır. Öncelikle taban malzemesinin su kimyasına etkisi olmamalıdır. Bazı akvaryum kumları kalsiyum içerir ve suyun sertleşmesine sebep olur. Bu Afrika cichlidleri için iyi olabilir fakat bitkiler ve bitkili akvaryumlara konulan balıklar için ciddi bir problemdir.

Dikkat edilmesi gereken diğer bir konu da malzemenin tane büyüklüğüdür. Ne fazla büyük ne de fazla küçük tane çapı seçilmelidir. Fazla küçük taneli bir malzeme zaman içinde katı bir kütle gibi davranır e bitki kökleri için uygun bir olmaz. Büyük taneli bir malzeme ise öncelikle bitkilerin tutunabilmesi için sağlam bir zemin teşkil etmez. Ayrıca atıklar ve diğer organik maddeler bu boşluklara dolar ve nitratı aşırı derecede yükseltebilir. Su sağlığı uzun vadede kötü etkilenir.

Neyse ki piyasada bitkiler için uygun olan değişik malzemeler bulmak çok zor değil. Kuvartz kumu olarak satılan 2-5 mm tane çaplı olan malzeme en kolay olarak bulunandır. Genelde açık renkli olur ve suyun kimyasal yapısını değiştirmez. Yine de satın alırken, öncelikle bir avuç kadar bir numune isteyip suyun pH, KH ve GH değerlerini değiştirip değiştirmediğini kontrol etmekte fayda var. Eğer su kimyasını değiştirmiyorsa ihtiyacınıza göre satın alırsınız.
Pek çok kişiye göre kuvartz kumu besleyicilik açısından çok faydalı değildir. Bu yüzden bu kum başka maddelerle karıştırılarak kullanılır. Muhtemelen adını en çok duyacağınız madde lateritdir. Laterit, sıcak ve nemli ortamlarda oluşabilen ve dış koşullara fazlasıyla maruz kalan volkanik bir kayaçtır. Laterite ya da ona benzer yapıda olan her kil asıllı malzeme kristalli bir yapı gösterir ve negatif yüklü iyonlar barındırır. Lateritin, tropik bölgelerin dış ortam koşullarına maruz kalmış olması, yapısında Ca++ ve Mg++ iyonlarının bulunmamasına, dolayısıyla su kimyasını bitkiler açısından olumsuz etkilememesini sağlar.

Lateritin yapısındaki negatif yüklü iyonlar akvaryum suyunda serbest halde bulunan NH4+ (amonyum), Fe++, Na+ gibi iyonları yapısına çeker. Bitkilerin azot kaynağı olarak amonyumu tercih ettikleri bilinen bir gerçektir. Böylece bitkiler kökleri vasıtasıyla bu değerli besinlere kolaylıkla ulaşabilirler.

Son yıllarda bir sürü değişik malzeme, laterit adıyla satılmaya başlandı, akvarist bu konuda dikkatli olmalıdır. Aldığınız malzemeden emin olmak için küçük bir miktarını suda bekleterek suyun kimyasal değerlerini nasıl etkilediğini görmek gerekir.

Değerli bitkilerinizi diktiğiniz taban malzemesi zamanla besin değerlerini kaybedecektir. Aslında bundan daha doğal bir şey olamaz ama yine de akvaristler bu gerçeği kabullenmekte zorlanırlar. Bu noktadan sonra iki seçenek kalıyor: Ya tüm akvaryumu bozup, bitkileri söküp taban malzemesini değiştiririz ya da katkılarla ve müdahalelerle işi çözeriz. Genel kabul, kaliteli bir taban malzemesinin 3-4 sene müdahaleye ihtiyaç duymayacağı şeklindedir.

Akvaristin bitkilerini büyütmek için yaptığı her şeyin pek akla gelmeyen bir yan etkisi var: Akvaryumun dibinde taban malzemesinden çok bitki kökü oluşur. Düşük destekli bir tankta bu süreç birkaç yıl alabilecekken, CO2 ve mikro besin katkılı bir akvaryumda bir yıl gibi bir sürede bu noktaya gelebilirsiniz. Bitkilere uzak bir noktada parmağınızı taban malzemesine batırmaya çalıştığınızda fazla bir güç uygulamadan alt cama ulaşabiliyorsanız bir sorun yoktur ama elinize kökler geliyorsa sorun başlıyor demektir. Yüksek destekli bir tankımı bozduğum sırada büyük bir Echinodorus’ un kökleri 100*45 cm tabanındaki bir akvaryumun hemen hemen 2/3’ ünü kaplamış durumdaydı. Zaten kalan bölgeyi de diğer bitkiler kaplamıştı.

Eğer tankı zaten bozuyor olmasaydım planladığım bir yöntemle müdahale edecektim. Bitkileri bölge bölge söküp, köklerini ve kötü yapraklarını ayıklayıp, biraz da yeni taban malzemesi ekleyip tekrar dikmek iyi bir yöntem gibi gözüküyor. Bu sırada tasarıma fazla gelen bitkiler de akvaryumdan uzaklaştırılmış olur. Böylece bitkilere büyümek için tekrar yer sağlamış olursunuz ve büyüme tekrar hızlanır.

Dipten Isıtma

Dipten ısıtma, Bitki Forumlarında sürekli tartışılan bir konudur. Benim bir iki zayıf denemem dışında önemli bir tecrübem yok fakat okuduklarımdan edindiğim tecrübeyle, olmasının fayda getirdiğini ancak zorunlu bir uygulama olmadığını düşünüyorum. Bu yüzden en iyisi kararı bütçenize bırakmaktır. Bütçenizin önemli kısmını aydınlatmaya ayırmalısınız. Daha sonra iyi bir CO2 gübrelemesi ve diğer gübreleri temin etmelisiniz. Ancak bundan sonra hala harcayacak paranız kaldıysa dipten ısıtmayı düşünmelisiniz.

Dipten ısıtma derken aslında ne kastedildiğini tam olarak açıklamak gerekmektedir. Taban malzemesinin içinde olan her ısıtma bu yazıda bahsedildiği anlamda “dipten ısınma” değildir. Kastedilen ısıtma yönteminde akvaryumdaki taban malzemesi içinde göreceli olarak yoğunlaştırılmış ısı alanları oluşturulur. Öngörülen başarıları kazanabilmek için yoğunlaştırılmış ısı alanları çok önemlidir. Çünkü ısı 3 şekilde iletilir: Temasla, taşınmayla ve ışınımla. Temasla ısı aktarmaya bir örnek, elinize aldığınız bir kartopunun, havanın soğuk olmasına rağmen erimesidir. Ya da bir ucundan tuttuğum bıçağın diğer ucunu ısıtırsak eninde sonunda elimizin yanması başka bir örnektir. Işınımla ısınmayı ise her sabah güneşin doğmasından kısa süre sonra hissediyorsunuz zaten. Peki, taşınmayla ısınma tam olarak ne oluyor? Taşınma, ısıtılmış bir akışkanın içinde kütle hareketleri olmasını tarif eden bir terimdir. Akışkan havaysa her ısı yoğunluğunda taşınma oluşur fakat, akışkan sıvı ise bu her zaman gerçekleşmez. Bazen, tıpkı yukarıdaki bıçak örneğinde olduğu gibi, sıvılar taşınma yerine temasla ısınırlar. Dolayısıyla dipten ısıtma yapılırken ısı kaynağının, yoğunlaştırılmış ısı alanı üretebilmesi çok önemlidir.

Dip ısıtmasının üç tane önemli faydası vardır. Öncelikle şunu anlamakta fayda var. Dip ısıtmasının asıl amacı ısıtma yapmaktan çok taban malzemesinin içinde su akıntısı oluşturmaktır. Isınan su yükseleceği için yerine de akvaryum içinde dolaşan su girer. Bu sayede su içerisinde bulunan besinler taban malzemesi içine girmiş olur. Orada tutulur ve alglerdense bitkilerin kullanımına girer. Bilindiği gibi bitkiler en çok köklerinden beslenirler. Ayrıca, makro ve mikro besin gübrelemesinin yapıldığı durumlarda, besinlerin fazla birikmesinden dolayı zaman zaman su değişiklikleri yapılmalıdır. Dipten ısıtma durumunda bu ihtiyaç daha azalır, çünkü kaliteli bir taban malzemesi besinleri yapısında tutup yavaş yavaş salacaktır.

Su hareketinin ikinci bir faydası ise, taban malzemesini oksijen yönünden zenginleştirmektir. Oksijen seviyesinin çok düştüğü ortamlarda anaerobik bakteriler zehirli gazla üretir ve ne balıklarınız ne de kendiniz için böyle ortamların oluşmasını istemezsiniz. Taban malzemesinin oksijen bakımından zenginleşmesi çok yavaş bir süreç olsa da bizim için yeterli bir güvence sağlar.

Son olarak bahsedebileceğim bir fayda ise, bitkilerin (tıpkı insanlar gibi) “ayaklarının” sıcak kalmasını tercih etmeleridir. Aslında kimileri taban “daha sıcak olsun” derken kimileri de “soğuk olması yeter” tezini savunur. Her halükarda tabandan ısı kaybı yaşamamak için akvaryumun altına yalıtım amaçlı bir malzeme kullanmakta fayda var. Hem, bu malzeme akvaryumun alt camını korumaya da yarar.

Taban Filtresi

Taban filtreleri de dip ısıtması gibi sürekli tartışılan bir konudur. Bunu da bir akvaryumumda kendi yaptığım bir tesisatla denemiştim. Taban malzemesini uygun kalınlıkta ve nitelikte seçmediğim için pek başarılı bir uygulama olmamıştı ama düzgün çalıştığında başarılı olacağına inandığım bir sistemdir. Çalışma mantığı şu şekildedir: Tüm tabana yayılmış ve üzeri delikli borular, bir veya iki tane düşey boruyla bir motorun su giriş kısmına bağlıdır. Motor çalışıp su emince, taban malzemesinin altındaki borularda emiş kuvveti oluşturur. Bu boruların yarattığı emiş kuvveti, tüm taban malzemesi yüzeyinden aşağı doğru bir su akımı oluşturur. Böylece su taban malzemesinin içinden geçmeye zorlanır.

Bitkili akvaryumlarla sadece balıktan oluşan akvaryumların taban filtresi gereksinimleri farklı sebeplerden olur. Sadece balık akvaryumlarında, taban filtresi etkili bir biyolojik filtrasyon alanı oluşturur. Nasıl mı? Tabi ki taban malzemesinin kendisiyle. Taban malzemeleri mikro delikli küçük taşlardan oluşur. Bu delikli yapı biyolojik filtrasyon bakterileri için gayet uygun yaşam alanlarıdır. Sabit hızla yaratılan akıntı sayesinde, taban malzemesi inanılmaz etkili bir filtrasyon malzemesine dönüşebilir. Bitki akvaryumlarında ise suda hiçbir zaman çok fazla besin bulunmayacağından, etkili bir filtrasyona gerek duyulmaz. Bunun yerine daha önce gördüğümüz gibi, taban malzemesinin oksijen ve besin açısından yenilenmesi için önemli bir rol üstlenir.

Leave a Comment

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir